Piri reisin 1513 'te Yunda olarak aktardığı Cunda adası mübadele zamanından önce adada bulunan rumlar bu adaya ''Moshonisia'' (Kokulu Ada) demişlerdir. Herkesin bu adaya geldikten sonra söylediği tek şey ''harika'' oluyor.
Cunda Ege denizinin tuzlu meltemini yüreğinde yaşayan bir sahil kasabasının en büyük yarım adasıdır . Cunda adasında bulunan bir çok ev Neoklasik mimarinin çoklu aile yapısına uygun şekilde düşünülmüş ve bu eserlerin en güzellerinden olan Taş Konak o dönemi yansıtan adanın en güzel yapılarındandır. Bu adanın en güzel tarihi yapısı olan Taş Konağa ait birbirinden güzel 18 odası ile Cunda adasında konaklayanların ilk tercihleri arasında geliyor. Bu tarihi konakta dinlenmek ve doğa ile tarihi iç içe yaşamak insanı başka dünyalara götürmüyor değil.
Cunda Taş Konak bir aile işletmesi olarak 20 yıldır gelen ziyaretçilerine kapılarını açarak onlara ailelerinin içine katmış ve bugüne kadar kocaman bir çınar gibi büyümüştür. Adaya hakim tepesi ile mükemmel manzarası boğazın esintisi ve çok güzel bahçesiyle Taş Konak, Cunda adasının eşsiz tesislerindendir.
Sarımsak taşı bu bölgede rastlanan bir taş olup adadaki evlerin mimarilerinde olduğu gibi Taş Konağın da simgesidir.